Basında Kulaçoğlu

Marco Yine Marcoluğunu Yaptı (2008-Radikal)

Fenerbahçeli Mehmet Aurelio, uzun ve olaylı bir sürecin ardından Real Betis’e imza attı. Trabzonspor’dan Fenerbahçe’ye geçişi de olaylı bir şekilde olan Aurelio’nun transferinde o zaman da Bayram Tutumlu imzası vardı. Araya Gençlerbirliği’nin de girdiği söz konusu transferi, o dönem Trabzonspor’u yakından izleyen ve yorumlayan Hakan Kulaçoğlu kaleme aldı.

Euro 2008’in ardından İstanbul kulüplerinin transfer faaliyetleri beklendiği gibi hız kazandı. Özellikle, marka değeri tavan yapan Fenerbahçe’nin çifte hispanik alışverişi ilgiyle izleniyor. Güiza geldi, Aurelio gitti. İlkini çok iyi tanımasak da ikincisini biraz biliyoruz. Gider, hep gider…

Bugünün Mehmet Aurelio’su, ailesinin verdiği indeks tam adıyla Marco Aurélio Brito dos Prazeres, bir süreliğine ‘Baba’ diye hitap edeceği, dönemin Trabzonspor Başkanı Özkan Sümer tarafından bin Amerikan doları cep harçlığıyla Türkiye’ye getirildiğinde 24 yaşında acayip sevimli bir gençti. Sezonun ilk maçında İnönü’deki Beşiktaş galibiyeti ve ilk 3 haftada gelen 9 puan ile büyük sükse yapan yeni Trabzonspor’un en önemli silahlarından biri olmuştu. Kumaşı ilk günden belliydi.

Çok geçmedi, Marco ve diğer iki Brezilyalıda (hatırlatalım: Da Silva ve Jarro) bir garip haller baş gösterdi. Altına imza attıkları birkaç yüz bin dolarlık transfer ücretlerinin az olduğu konusunda kulaklarına kaçırılan kar suyu Brezilya’nın ılıman iklimine alışık gençleri fena şaşırtmıştı. Pek de kısa sürmeyen ve epeyce bir puan kaybına yol açan bir pasif direniş süreci yaşandı. Sonradan iş tatlıya bağlandı. 2002-03 sezonu ortasında Trabzonspor’un gündeminde Marco’nun sözleşmesinin uzatılması vardı. Aradaki küçük fark o dönemin kısıtlı kulüp bütçesini biraz zorluyordu; ama Marco’yu kaçırmaya değecek bir rakam da değildi. Kulüp işi ağırdan aldı, Marco imza atmadı ve bir süre sonra her dönemin Gençlerbirliği başkanı İlhan Cavcav’ın Aurelio’ya gizli sözleşme imzalattığı haberi patladı. Trabzon şöyle bir dalgalandı, taraftar homurdanmaya başladı.

 Lobide bir sivil

Sezonun ikinci yarısında Trabzonspor Ankara deplasmanına geldi ve Bilkent Otel’e yerleşti. Lobide yönetici arkadaşlarla sohbet edip yeni sezonun planlamasını konuşuyorduk. Gözüm asansöre binmekte olan oyuncu grubuna takıldı. İçlerinde Marco da var. Aman o da ne! Marco ile odasına çıkan bir de sivil: Bayram Tutumlu, acar menajer… Dönemin başkan yardımcına “Bu menajerin burada ne işi var?” dedim. Kendince makul bir yanıt verdi, sakin bir şekilde. “Önceki menajeri eski futbolcu Miranda’dan kurtulmuşlar, Bayram bey Marco’yu ikna edip Gençlerbirliği’ne gitmekten vazgeçirecekmiş. Kendisini kesin bir dille uyardım. “Bir: bu durum kurum ciddiyeti ve disiplini ile bağdaşmaz. İki: Bu beyefendiyi Trabzonspor’dan uzak tutamazsanız Marco belki Gençlerbirliği’ne gitmez ama Trabzonspor’da da kesinlikle kalmaz.”

Sözümüzü dinleyen olmadı tabii ki. Antalya’da Gençlerbirliği ile oynanan kupa finalinden sonra kamera karşısında “İki sene daha Trabzon’dayım” deyip, kameraman uzaklaşır uzaklaşmaz, “Trabzon yok, Trabzon bitti” diye gülen Marco Gençlerbirliği’ne değil ama Fenerbahçe’ye transfer oldu. Ne Trabzonspor’un ne de Gençlerbirliği’nin çabaları resmi bir sonuç ya da tazminat doğurmadı. Aradan yıllar geçti… Fenerbahçe forması Marco’ya gerçekten çok yakıştı. Orada mesleğinde büyük ilerleme kaydetti. Biz tribünde, ekran başında ne kadar futbolseversek o da sahada en az o kadar futbolseverdi. Sevildi, sevindi, sevindirdi…

Ama gün geldi, Bayram yine Bayramlığını ve tabii Marco da Marcoluğunu yaptı. Fenerbahçe’yi atlatıp Real Betis’e imza attı. Şimdi Fenerbahçe yönetimi Bayram Tutumlu’yu ağır dille suçluyor, TFF’ye dert yanıyor, CAS’a kadar gitmeyi planlıyor. Haklılardır ama bir sonuç alamamaları muhtemeldir. Benim bildiğim Bayram, benim bildiğim Marco ve benim bildiğim FIFA bu kaçış macerasını Betis için mutlu sona erdirir. Süper Lig ve Türk futbolseveri kaybettiğiyle kalır.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=888095&Date=13.07.2008&CategoryID=84