Ameliyat Masası

Anadolu’yu Kaybediyoruz

Şunu peşin peşin söyleyeyim ki, kongreyle ilgili hiç bir şey yazmayacağım. Zira bana göre Trabzonspor Kulübü’nün sorunu kongre ve seçim değil, zihniyettir. Parasal açıdan güçlü bir yönetime sahip olabilmek elbette iyi bir durumdur. Ancak kurtuluş seçimde, isimde ya da cisimde değildir. Trabzonspor’un gerçekten ihtiyaç duyduğu değerler samimiyet ve gerçekçiliktir. Tıpkı Türkiye Cumhuriyeti gibi…

***

Otuz yıldır Türk futbolunun peşindeyim, daha da böyle bir şey görmedim. Adamlar korkunç paralar ödemeyi taahhüt edip dünyanın en ünlü futbolcularını transfer edecekler; lakin taksitleri aylarca ödeyemeyip sonra da bunun normal olduğunu beyan edecekler. Efendim, ülke ekonomisinde kriz varmış da Galatasaray’ın Rumenlerin paralarını ödememesinin nedeni buymuş. Dahası devlet bu konuda Galatasaray’a yardım etmeliymiş. Pes kardeşim ! Bir de Fatih Terim ortaya çıkıp “Emek hırsızları” diye suçlamalarda bulunmaz mı ? Hoca Hoca ! Asıl emek hırsızı Galatasaray Kulübü’dür. Ya oyuncularınızın alacaklarını ödeyin, ya da parasını ödeyebileceğiniz boyutta transfer yapın…

***

Galatasaray ve transfer konusunu açıp da Feti olayına girmemek mümkün mü ? Biz Tolunay’ı verip karşılığında Feti ile bir miktar para almışız. Şimdi Selim gibi bir Milli oyuncuya almak için Bursaspor’a sadece Feti’yi teklif ediyoruz. Ya Bursalıları enayi yerine koymak gibi gayri-sportif bir yol izliyoruz, ya da Selim’i transfer etmek gibi bir niyetimiz yok da camiayı oyalıyoruz. Bana sorarsanız ikisi de Trabzonspor’a yakışmıyor. Siz ne dersiniz ?..

***

Transferlerin hepsi isabetsiz olacak değil ya; mesela Milosevski. Sezon başında çoğu Trabzonsporlu gibi ben de kaleci transferine karşıydım. Ancak Peter kardeşimiz hepimizi bir güzel mahçup etti. Hem Türkiye’nin en iyi kalecisi, hem de Gordon’un Türkiye kariyerindeki tek tartışmasız yabancı transfer oldu. Allah vere de böyle devam etse…

***

Cine5’in eylül ayı programına bakıp Trabzonspor’un hiçbir maçını göremediğimde çok sinirlenmiştim. Cine5ciler hatalarından kısa sürede döndüler ve birçok maçımızı canlı yayınladılar. Biz ise iki maç hariç hepsinde berbat oyunlar koyduk ortaya. Bu kez “Aman inşallah Cine5 bizim maçımızı vermez” demeye başladım. Çünkü futbolu katletmeye, galip geldiğimiz oyunlardan bile utanmaya başlamıştık. Gordon’a buradan selam olsun; biz artık utanmak istemiyoruz. Çanakkale Dardanel’in kafa tuttuğu ve gol yemediği Beşiktaş’ın oyuncağı olmak istemiyoruz. Onurlu futbol istiyoruz, Trabzonspor gibi Trabzonspor istiyoruz…

***

Son iki sezondur deplasman maçlarında dikkatimi çeken bir gelişme var. Anadolu seyircisi Trabzonspor’u İstanbul kulüplerinden daha fazla protesto ediyor, küfürün hakaretin her türlüsünü bize karşı seslendiriyor. Bunun en belirgin örneğini iki sezondur Samsun’da ve Antalya’da yaşıyoruz. Oysa Trabzonspor yakın zamana kadar Anadolu’nun gururuydu, göz bebeğiydi. Ne değişti, kim değişti de bu duruma gelindi ? Trabzonspor futbolsever nezdindeki sempatisini neden hızla kaybetti ? Üzerinde düşünmeye değmez mi ?..

 

 

 

 

 

 

 

Trabzonspor yazarlarının bu sezon hemfikir olduğu konulardan biri Abdullah’ın performansı malumunuz. Türkiye’nin en iyi oyuncularından biri olan ve benim izlediğim hemen her maçta iyi puan verdiğim Abdullah kardeşimiz bizim yazarları bir türlü memnun edemedi nedense. Özellikle savunma yönünün zayıf olduğu yazılıp çizildi. Son maçta sol kanatta katıksız bir savunmacı oynadı ve rakibin en önemli, belki de tek pozisyonu yine o taraftan geldi. Dahası, Abdullah’sız Trabzonspor doğru dürüst bir atak bile geliştiremedi. Diyeceğim o ki, Abdullah’ın önemi çok açık. Bırakın çocukla uğraşmayı. Hep diyorum ya, siz Abdullah’ın oynadığının yarısı kalitesinde yazı yazın yeter…

***

Geçen gün bir ulusal gazetenin Ankara baskısında Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun oyun ilanını görünce çok mutlu oldum. Bizim gazetenin yazdığına göre de henüz on iki yıllık tiyatromuz son iki oyunda yaptığı hasılatla hem oyun hem de oyuncu giderlerini karşılamış. Darısı, otuz bir yaşındaki hasılat fakiri Trabzonspor’un başına…

10 başkan yardımcısı Analar babalar bir baltaya sap olamayan çocuklarına artık şöyle sitem ediyorlar “Bir başkan yardımcısı bile olamadın”