Basında Kulaçoğlu

Referans Gazetesi

Kazandığı 6 şampiyonlukla Türkiye futbol tarihinde “Anadolu İhtilali” yapan Trabzonspor, 23 yıldır şampiyon olamıyor. Şampiyonlukları bağrından çıkan futbolcularla kazanan Trabzonspor, Mehmet Ali Yılmaz’ın ön ayak olmasıyla “çağın gereği” olarak “dışa açılmaya” başladı; 80’lerin 2’inci yarısından itibaren. Ve Alman Groh, Trabzonspor forması giyen ilk yabancı olarak tarihe geçti. Groh’tan sonra bordo mavili formayı giyen yabancının haddi hesabı yok ama tarihe geçeni pek az oldu: Gürcü Şota ve bugün hâlâ takımda olan Gineli İbrahim Yattara dışında Karadeniz’de tribünleri ayaklandıran olmadı. Belçikalı kaleci Jean Mari Paff’tan Brezilyalı Marcelinho’ya kadar bir çok ünlü oyuncu da geldi ama kalplerde pek yer edinemediler.

Yabancı oyuncu transferlerindeki isabetsizlikler sonrası ortaya hep “coğrafi” kriter atıldı. Yerel oyuncuda Trabzon ve çevresini eksen alan kulüp, yabancıda da “Karadeniz’in diğer yamaçlarını” üs seçti: Ruslar, Gürcüler, Ukraynalılar… Gürcü Şota bu “Karadenizlilik” mayasının tuttuğunu gösteren kanıt olurken ikizi Arçil de “göle maya çalmanın” manasızlığını ıspatı oluyordu adeta.

Kulüp son 20 yılda yönetim anlayışı Mehmet Ali Yılmaz ile sembolleşen “dışa açılım” ve bunun karşıtı olan “öze dönüş” arasında gidip geldi. Faruk Özak ile bir denge kuran kulüp 1996’da Fenerbahçe’ye şampiyonluğu trajik bir şekilde kaptırınca büyük bir buhrana girdi.

Başkanlığında ciddi bir özkaynak yapısı oluşturan Özkan Sümer, sürpriz bir şekilde istifa edince yerine Atay Aktuğ geçti. Aktuğ’un nispeten sürdürdüğü Sümer çizgisi, “paralı yönetici” örneğine uyan Nuri Albayrak ile son buldu. 1.5 yıllık Albayrak yönetiminde ise 30 yakın transfer yapıldı.

 ’10 yıl geriye gittik’

Son şampiyonluğunu 1983/84 sezonunda Fenerbahçe’yi ekarte ederek kazanan Trabzonspor, 12 yıl aradan sonra çok yaklaştığı şampiyonluğu son düzlükte Fenerbahçe’ye kaybedince bunun neye malolduğunu en iyi dönemin takım kaptanı Ogün Temizkanoğlu özetleyerek “Trabzonspor 10 yıl geriye gitti” demişti. Zamanın haklı çıkardığı Temizkanoğlu’na bu sözünü hatırlattığımda “O şampiyonluk kaçtığı için biz de, şehir de çok şey kaybetti. Aramızda konuşuyorduk: ‘Şampiyon olursak bunu 3-4 yıl daha sürdürürüz’ diye. Yani Galatasaray’ın yaptığını biz yapacaktık” diyor.

Trabzonspor’un eski teknik direktörü ve kulüp başkanı efsanevi isim Özkan Sümer de çöküşün başlangıcını 1996’ya dayandırıyor. Ancak Sümer, şampiyonluğun kaçırıldığı Fenerbahçe maçı öncesi oluşturulan atmosfere dikkat çekiyor: “Devlet tertibiyle bazı marifetler oldu. Aşırı güvenlik önlemleri alınması kitlede inanılmaz bir yılgınlığa, takımda da güvensizliğe neden oldu. ‘Bize bu şampiyonluk verilmeyecek’ duygusu oluşturuldu.”

Uzun süren başarısızlık döneminin bir “sokak fanatizmi” doğurduğunu belirten Özkan Sümer, “Hızlı başarı isteyen anlayış, yönetim ve hocaları büyük ölçüde etkiliyor, baskı altına alıyor” tespitinde bulunuyor. Daha sonra Fenerbahçe formasını giyen Ogün Temizkanoğlu, taraftarın bunu hâlâ kabul edemediğini belirtiyor ve ekliyor: “Ben kendimi Trabzonsporlu hissediyorum.” Temizkanoğlu yinede taraftar son dönemde takıma mütevazı davrandığı kanaatinde olduğunu söyleyerek “Bizim zamanımızda beraberlikte bile tepki gösterirken şimdi yenilgide rakibi alkışlıyorlar” diyor.

Transfer yanlışları

Geçmişte, sadece 13 maç oynayabilmiş Lange gibi oyunculara 14 milyon mark harcandığını kaydeden Özkan Sümer, başkan olduğunda “verimsiz ama maliyeti yüksek” bir takım aldığını söylüyor. Kulübün kaynaklarından uzaklaştırılıp bir hayli hırpalandığını kaydeden Sümer, “Trabzonspor şampiyon olacağım dedikçe batar noktaya gelince bizim de başkanlığımız söz konusu oldu” diyor. Bugün gelinen noktada bir mevsimde 22 transfer yapıldığını hatırlatan Sümer bunun kabul edilemez olduğunun altını çiziyor.

Başkanlığını yaptığı takımın 2 Türkiye kupası kazandığını hatırlatan Sümer, “Bizim anlayışımız sürdürülseydi şampiyonluğun en kuvvetli adayı olurduk ama tersi oldu. Çözülmeler, çürümeler ve erimeler oldu bünyede. Özkaynaklar bir kenara; belirsizliğe itildi” diyor.

Takım kadrosundaki sirkülasyonu yönetim zafiyetine bağlayan “Fırtına, İhtilal, Efsane Trabzonspor” kitabının derleyicisi Doktor Hakan Kulaçoğlu da “Kişisel saygınlığı ya da iş deneyimi ne olursa olsun, bu kulübün başına son 20 yılını Trabzonspor maçına gitmeden geçirmiş, dünya futbolundan uzak başkanlar peşi sıra gelirse, transfer fiyaskolarına zemin hazır demektir. Buna bir de samimiyetsizlik, telâş, yönetim içi çekişmeler ve hatta gruplaşmalar, gizlilik ilkesinin ihlâli eklenirse mutsuz son kaçınılmazdır. Trabzonspor’u hasta yatağından kaldıracak yönetimlere acilen ihtiyaç var, toprağa gömeceklere değil” diye konuşuyor.

Şampiyonluk mümkün mü?

Peki Trabzonspor yeniden şampiyonluk görebilir mi ? Özkan Sümer bu ihtimalin mümkün olduğunu ama kararlılığı şart koşuyor: “İlkelere dayalı, kendi vizyonunu oluşturacak bir yönetim anlayışı şart. Hatta kitle ile paylaşılan ortak bir vizyon geliştirilmeli. Böyle bir uygulama şampiyonluğa yaklaştıracak en önemli olgudur.”

Hakan Kulaçoğlu sadece “yerlinin yerlisi” oyuncu ile mücadele etmenin mümkün olmadığını vurguluyarak “Bugün sorun öz çocukların niceliğinde değil, niteliğindedir. Sahaya sürecek 5-6 Trabzonlu oyuncu nasılsa çıkacaktır altyapıdan; lâkin bunların o formanın ağırlığını kaldırabilme yetileri belli nedenlerle azalmıştır. Yerel ve ulusal sosyolojik nedenler, kültürel eksiklikler var ortada” diyor. Ogün Temizkanoğlu ise dışardan gelen oyuncuların aşısının tutmadığını belirterek liglerde çok sayıda Trabzonlu oyuncu olduğunu hatırlatıyor.

OGÜN TEMİZKANOĞLU :SOSYAL HAYAT YOK

Gönlümden Trabzonspor’u birkaç kere şampiyon olması geçiyor ama bir gerçek var ki bu ihtimal çok uzak. Böyle devam ederse daha kötü şeyler olmasından korkuyorum.Futbolcu futbolu Trabzonspor’da bırakmak isterdim. Ama aradan bir hafta geçmeden ve haberiniz olmadan yönetici sizi satmış veya memleketten koparmış olabilir. Trabzon’da sosyal hayatın olmayışı futbolcuları muhakkak etkiliyor. Şu bir gerçek: “Nerede yemek yiyeceksiniz” dediğinizde bir kere düşünüyorsunuz. Alternatif restoran bile yok.

ÖZKAN SÜMER :İSTİFA ETMEME DEĞMEZMİŞ

Ben kaçmadım. Trabzonspor başkanlığından zorlukları aştıktan, bir yönetim rahatlığı yakaladıktan sonra istifa ettim. Ülke futbol anlayışının nelerden etkilendiğini anlatmak, siyasilere, medyaya bir mesaj vermek için bıraktım. Ama sonrasında yaşananları görünce pişman oldum. Ayrılmamamla Trabzon camiasında olumlu etkilerinin olacağını düşündüm. Medyanın bazı şeylerin üzerine gideceğini umdum. Ama kitle eğitimsiz ve şiddet eğilimli olduğu için bu çıkışımızı değerlendirmede zorlandı. Değmezmiş.

 

MÜZESİ KUPALARLA DOLU
Sezon Kupa
1975-76 Lig Şampiyonluğu
1976-77 Lig Şampiyonluğu
1978-79 Lig Şampiyonluğu
1979-80 Lig Şampiyonluğu
1980-81 Lig Şampiyonluğu
1983-84 Lig Şampiyonluğu
1975-76 Cumhurbaşkanlığı
1976-77 Cumhurbaşkanlığı
1977-78 Cumhurbaşkanlığı
1978-79 Cumhurbaşkanlığı
1979-80 Cumhurbaşkanlığı
1982-83 Cumhurbaşkanlığı
1986-87 Cumhurbaşkanlığı
1994-95 Cumhurbaşkanlığı
1976-77 Türkiye Kupası
1977-78 Türkiye Kupası
1983-84 Türkiye Kupası
1984-85 Türkiye Kupası
1985-86 Türkiye Kupası
1990-91 Türkiye Kupası
1991-92 Türkiye Kupası
1994-95 Türkiye Kupası
2002-03 Türkiye Kupası
2003-04 Türkiye Kupası