Fotomaç Yazıları

Taş, Kağıt, Makas

İhsan Oktay Anar hoca ile birlikte edebiyatımızın en iyi sarmal kurgucularından biri olduğunu geç de olsa fark ettiğim Yunus Nadi ödüllü Ayfer Tunçun Yeşil Peri Gecesini okuduktan sonra retrospektif bir okuma yapmak farz olmuştu. Daha önce sadeceBir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecekvardı kitaplığımda.

 

Bir Karadeniz kentindeki bir Ruh Sağlığı merkezinden hareketle hayatın tümünü anlatanBir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihiromanıyla başladım. Olağanüstüydü. SıradaTaş-Kağıt-Makas vardı. Adını bir doktorun ağzından anlatılan üçüncü öyküsünden alan kitap insan ruhunda dokunmadık yer bırakmıyordu.

 

Bilindik bir oyun Taş-Kağıt-Makas: Makas kağıdı keser, kağıt taşı sarar, taş makası kırar. Şenol Hoca ise bunuBiz onu yendik, o bunu yendi, o bu da şunu yendişeklinde anlatıyor haftalardır, herkesin birbirini yenebildiği bir ligi tarif ederken.

 

Hoca haklı aslında, bıraksalar herkes birbirini yenecek. Meselâ, 3000. golü tüm haftayı kaplayan Alexin bacak kırıcı tabanının hakkı dahaHalisaneşekilde verilse, gol atacak ayağı kalmayan Fenerbahçe Belediyeye yenilecekti büyük olasılıkla. Tamam, taş makası kıracaktı da, o şekilde değildi herhalde. Başka şeyi kast etmiştik biz futbola verdiğimiz yeni oyun adıyla: Makas kağıdı kesecek, kağıt taşı saracak, taş makası kıracak. Düdük adil çalacak, taban, tekme tedavülden kalkacak.

 

Eski öğrencisi Tolunayın sinirine hakim olamadığı maçta taş gibi rakibini kolay geçen Güneşin futbola felsefik bakışını yeni öğrencisi Engin ne kadar anlayabilecek acaba? Aslında Enginin yaramazlığı hem hocasına, hem takıma hem de bazı arkadaşlarına artı olarak yansıdı geçen hafta. Hocanın kısmen, kendilerinin ise tümden unuttuğu isimler, Yattara ve Alanzinho tekrar vizyona girdi Süper Ligde. Bu tip oyuncuların her zaman hazır alternatifler olarak hazır bulundurulması gereğini en çok da kendilerinin bilmesi gerekiyor sanırım.

 

Futbol tarihimizin en çok kitap okuyan oyuncularından biri olan, ancak bu derinliğini sinirini kontrole ve güleryüze çevirmekte pek başarılı olamayan Tolunay Kafkas Fenerbahçe galibiyetinden sonra saha sonuçlarının palyaço gibi olduğunu söyleyerek Şenol hocasının izinden gitmeye çalışmıştı; lâkin eski kaleci yeni Güneş kalitesinde söz Kewelldan yediği gol sonrasında genç kaleci Cenkten geldi:Nietzsche’nin çok sevdiğim bir sözü vardır. Unutan iyileşir. İleriye sağlıklı bakmak için bu golü hafızamdan sildim.Saman alevi gibi parlayıp sönen futbol kalitemizin arasında, bu tür kültür parıltılarının çoğalması elbette hepimizin dileği.

 

Velhasıl, oyun belli oldu artık, Taş-Kağıt-Makas: Makas kağıdı keser, kağıt taşı sarar, taş makası kırar. Ve Güneş: Şampiyon olur veya olamaz; ama her şeyi aydınlatır.

 

(29 Kasım 2010)