Üç Nalla Bir At Eksik
Biliyorum hafta sonunu zor ettiniz. Ankara’nın bu haftaki taşı kime nasip olacak, bizim Kulaçoğlu kime takılacak, diye merak içinde beklediniz. Lakin yağma yok. Nasıl ki işler yolundayken ya da yolunda gidiyormuş gibi gözükürken kimseye övgüler yağdırmadıysam iki yenilgiden sonra da fazla bir gürültü koparmayacağım. Sadece ufak ufak dokunduracağım. Ne yapayım, benim tarzım da bu işte…
***
Şunu peşin peşin söyleyeyim ki, bu Gordon büyük hoca. Baksanıza adam koca Trabzonspor’un Avrupa geleneğini daha ilk maçtan rafa kaldırıp kendi sistemini vitrine çıkardı: “Avrupa’da mutlak başarısızlık !..”
***
Pek takıntılı bir insan değilim ama tanıdık bir yazarın “İddia ediyorum, Trabzonspor bu sezon az gol yer” lafına taktım bir kere. Neymiş efendim ? Gordon’un kitabında savunmaya önem vermek yazarmış. Güneş, Vural, Sümer ve Denizci savunmayı hiç sevmezlerdi sanki. Yahu birader, eldeki malzeme çürükse dünyanın en iyi şefi gelse lezzetli bir yemek yapabilir mi yani ? Taraftarı boşuna ümitlendirmeyin lütfen.
***
Sanmayın ki ben bu taraftar için çok üzülüyorum. Sahadaki takım bizim hakettiğimiz takımdır bence. Bırakın Gaziantep maçındaki 31 milyarlık hasılat rekorunu. Bu taraftar kaç senedir bu takıma ne verdi, söyler misiniz ? Hangi maçın başlama düdüğü çaldıktan sonra bir destek şarkısı söylendi Avni Aker’de ? Geri düştüğümüz hangi maçı bu taraftar çevirdi bir gün olsun ? Ancak arkamızı dönmeyi bildik o şerefli formayı taşıyan sporcularımıza. Battıysak hep birlikte battık, batırdıysak hep beraber…
***
Bir de Abdullah sorunu çıkarttık hemen ortaya. İki sezondur takımdaki yıldızların çoğunu satmışız, yerlerine kimseyi almayıp tüm yükü bir sarışın gencin omuzlarına yüklemişiz. Takımın beyni O imiş. Bu sezon takımı o taşıyacakmış. Deme ya ! Sonra bir kırmızı kart gördü diye “satalım” edebiyatına başlıyoruz. Yahu çocuk zaten gidiyordu zorla tuttuk. Şimdi aynı konuyu tekrar açmanın ne alemi var ? Amaç başka mı yoksa ?..
***
“Rapor” muhabbetine ne dersiniz peki ? Yönetim, seri mağlubiyetlerin sorumlularını bulmaya kararlıymış da Milne’den acil rapor istemiş. Allah’ın İngiliz’i ne yazsın şimdi raporuna ? “Kardeşim, bu takımda kalite namına bir şey kalmamış. Şenol Güneş’in üç sezon önce şampiyonluğa oynattığı takımın yarısı bile ortada yok. Satılan satılmış, sakatlanan sakatlanmış. Geriye kala kala bir nal kalmış” dese ne cevap vereceksiniz adama ? Raporla, soruşturmayla sorunlar çözülseydi Türkiye çoktan süper güç olmuştu çoktan !..
***
Bunu daha önce yazmıştım, şimdi yineliyorum. Trabzonspor’un mevcut rotası akrebin yolculuğudur. Rakiplerimiz güçlendi, maddi şartlar ağırlaştı. Etrafımız ateşle çevrili ve biz akrepleşip kendimizi sokmaya çalışıyoruz. Ve bilelim ki iyi etmiyoruz. Trabzonspor yılların şampiyonudur. Anadolu’nun lideridir. Bu ülkenin en özel kulübüdür. Trabzonspor onuncu bile olsa çok önemli değildir. Asıl tehlike Trabzonspor’u oluşturan unsurların birbirlerine düşüp aleme rezil kepaze olmalarıdır. Biz kendimize gelelim, başarı kendiliğinden bize gelecektir…