Yine Süper Yazıyorum
Zaman ne kadar hızlı geçiyor değil mi sevgili Trabzonsporlular? Köşe yazısı yazmayalı on üç koca ay olmuş. Hadi ben dişimi sıkıp dayandım dayanmasına da, siz bensizliğe nasıl katlandınız onu kestirebilmiş değilim. Gerçi siz de şerbetlendiniz artık böylesi konulara. Bir şampiyonluk için 16 yıl bekleyecek sabrı gösterebilir miydiniz yoksa?
***
Bilen bilir, bu yazarlık işi tuhaf bir şeydir. Siz bazı gazetelere yazmak istemezsiniz, bazıları da size yazdırmaktan kaçınırlar. Geçen yıl köşe yazarlığı kariyerime ara verdiğimde yakınlarıma şöyle demiştim: “Köşemden mahalleme çekilip tavuk besleyeceğimi sanmasınlar.” Nitekim dediğimi de yaptım, tavuk mavuk beslemedim. Allah’tan tavukları besleyen (!) birileri vardı da vicdan azabı çekmekten kurtuldum.
***
Hangi toplumdur ki şeffaflığını yitirsin, kötü idare edilsin, baskıya ve tehdide maruz kalsın, orada mutlaka çok sevimli fıkralar yeşerir. Ve bu paradokstur ki, o toplumu onca mutsuzluğa, onca umutsuzluğa ve onca yılgınlığa rağmen dirençli tutar. Alın işte size bir Trabzonspor fıkrası …
***
Fenerbahçe yazarları ile Trabzonspor yazarları bir maç öncesinde sohbet ediyorlar. Takımlarının kötü gidişi, şampiyonluk özlemi, çalışma koşulları falan derken sıra hangi tarafın daha özgürce yazabildiğine gelir. Fenerbahçe yazarları derler ki, biz son derece özgürüz. İstesek ve gerek görsek köşemizde “Aziz Yıldırım istifa”, diye yazabiliriz, başkanın hiç sesi çıkmaz. “Biz de, biz de” diye atılır Trabzonspor yazarları. Biz de köşemizde hiç çekinmeden Aziz Yıldırım’ı istifaya davet edebiliriz. Bizim başkan hiç ama hiç kızmaz.
***
Son üç sezondur çağdaşlaşma, kurumlaşma, ve yeniden yapılanma konusunda dev adımlar atan (!) Trabzonspor’da “Genel Müdür” diye yeni bir sıfat türetilmiş. Aslında bizim kulüpte hep buna benzer unvanlar varolmuştu; lakin o zamanlar “menacer” diye çağrılan bu vatandaşların hepsine kısa sürede yol verilmişti. Hatta bir ara bir “Genel Menacer”imiz bile vardı da, biz ona kısaca “GM” derdik. Neyse, kelime oyununda ya da daha kibarcası, tebdil-i lisanda ferahlık vardır. Olur da bu yeni unvan uğurlu gelirse, “teknik direktör” unvanını da, “teknik yönetici” şeklinde değiştirmekte fayda görürüm ben. Eee, son zamanlardaki teknik direktörlerin akıbeti de malumunuz. Onların da uğura çok ihtiyacı var. 28 Mayıs 2000