Saygı, Hak Edene
Denktaş ne yaptı?
Geliniz, şike soruşturması ve Avrupa Ligi derken yeterince yer verilmeyen bir konuyu hatırlayalım bugün: Kıbrıs Barış Kupası…
Barış Harekatı’nın ertesinde ligin devre arasında, 1975 yılının sanırım şubat ayında düzenlenen bu turnuvanın sanıldığından büyük önemi vardır, sadece Trabzonspor için değil Türk futbolu için de. Ligin yenisi Karadeniz ekibi, İstanbul’un 3 büyüğü ile Kıbrıs Karması arasında planlanan bu turnuvaya, Fenerbahçe’nin yerine sonradan çağırılmıştı (yani ŞL ilk değil). Galatasaray ve Beşiktaş’ı finalde karşılaştırmak üzere bir program düşünülmüş ancak Bordo-Mavililerin ilk maçta sarı-kırmızılıları elemesi üzerine finalin rengi değişmişti. Finalde Beşiktaş’ı da yenen Trabzonspor türünün tek örneği kupanın sahibi olmuştu. Anadolu İhtilali de işte böyle başlamıştı.
O zaman televizyon yayını olmadığı gibi maçları radyo da vermemişti. Henüz on iki yaşımdaydım ve Kıbrıs’ta diğer yöneticilerle birlikte olan Ergin amcama açtığım telefonlarla gelişmeleri takip etmeye çalışıyordum. Şimdi Şamil Ekinci Müzesi’nde olan kupayı rahmetli Rauf Denktaş’ın elinden almıştı Trabzonspor. Denktaş’ı kaybettiğimizde de bu anıyla bütünleşen bir mesaj yayınlamıştı resmi sitesinden.
Gönül isterdi ki, Trabzonspor Kulübü o zamanki yöneticileri ve futbolcuları da alarak bu kupanın yıldönümünde Denktaş’ı mezarı başında ziyaret etsin, ama dedik ya yoğun trafiğe denk geldi. Ancak biliyoruz ki, Denktaş’a duyulan büyük saygı daimdir Trabzonsporlularda. Zira o bugün çok az kişi bilse de sadece Kıbrıs Türkü’nün değil, Türk Futbolu’nun da makus talihini değiştiren şahsiyetlerin başında gelmiştir bu kupa töreniyle. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz, Allah gani gani rahmet eylesin.
Erzik ne yapar?
Spor bakanımızın TFF’ye başkan arama kriterlerini açıklamasının yetki aşımı olduğunu düşünenler var. Bizim takıldığımız nokta ise ‘tarafsız başkan’ hedefi. Bu ülkede futbolun içinde yer alıp da takım tutmayan yoktur herhalde. Aslında, sorun başkanın bir kulübün üyesi ya da taraftarı olması değil, başkanlık için hep Fenerbahçeli isimlere yönelinmesi bu dönemde. Aydınlar “Fenerbahçe’yi düşüren başkan olmak istemedim” derken aslında bir görev ihmalini itiraf ediyordu. Şimdi Erzik olaya nasıl yaklaşacak bakalım?
Yine bir hatırlatma yapalım, 1996’da 1 nolu ‘Trabzonspor’un şampiyonluğunun başka bir tarafa yöneltilmesi’ sürecinde başkan Şenes Erzik’ti. O zaman duruma nasıl yaklaşmıştı hatırlar mısınız lütfen?
Şimdi herkes merak ediyor, Erzik gelirse ne yapar, diye. Herkesin yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Mesela, 1989-90 sezonunda iki takımın anlaşmalı maç yaptığı ve bu nedenle bir üçüncü takımın küme düşme durumuna geldiği, ancak “şike vardır” raporuna rağmen Erzik’in bu raporu geri aldırarak o masum takımı nasıl ikinci lige yolladığını hatırlayanlar var. Aklı karışabilir temiz futbolseverin.
Erzik’in adaylık durumundan kimlerin pek memnun olduğu ortadadır. Amaç, TFF kurullarını baştan oluşturmak, Etik Kurul raporunu değiştirerek hak edene cezayı, hak edene kupayı vermemek ise bilsin ki bunca yıllık kariyerine ve şu anki konumuna rağmen bizden saygı hak etmeyecek ve göremeyecektir. Umarız öyle yapmaz, adil ve tarafsız davranır. Yani… Erzik gelecekse gelsin ama kul hakkı yemek için değil…
17 Şubat 2012