Hadi Geçmiş Olsun
Gözümüz aydın, yayıncı kuruluş derbiyi “tıri di” yayınlıyor. Acayip heyecan verici bir gelişme. Gerçekten “tıri di” ise spikerler de İngilizce anlatacak, biz altyazıdan takip edeceğiz demektir. Belki isteyen “üç boyutlu” da izleyebilecektir, orijinal dilinde, yani Türkçe olarak.
Aslında şaşılacak bir şey yok bunda. Lig TV de, Digiturk de, dekoder de, derbi de yabancı transferler. Futbol için 6’sı sahada, 2’si kulübede, diğer ikisi de tribünde 10 yabancı ile yalancı bir kısıtlama var ama dil konusunda yabancı sınırlaması yok. Tümden frıi.
Altyazı deyip geçmeyin sakın, zor iştir, kitap çevirisinin benzer derecede beter bir akrabasıdır. Çevirmenlik mi, dünyanın karşılığı en düşük uğraşlarındandır o. Çok büyük bir emek gerektiren bu mesleğin profesyonelleri, adları en çok kitap okuyanlarımız tarafından bile öğrenilemeden emekli olup çekilirler kulisten.
Müzisyen olarak da tanınan Barlas Çevikus aynı zamanda önemli bir çevirmendir. Amerikan edebiyatının “daha politik ve savaş karşıtı” Charles Bukowski’si diyebileceğimiz Kurt Vonnegut’ın “Mezhaba No:5” adlı başyapıtını çevirmiştir dilimize. Vonnegut, ikinci dünya savaşına kendi gözleriyle yakından bakışını olağanüstü zeka ürünü bir romana dönüştürürken kara mizahın da kralını yapmıştır o kitapta. Onbinlerce sivilin Amerikan ve İngiliz hava kuvvetleri tarafından katledildiği, ancak bir anlamda resmen kabulü sadece 1 yıl önce yapılabilen bu insanlık ayıbının gizlendiği yerden çıkarılmasına belki en büyük katkıyı yapmıştır Vonnegut.
Ölüm o kadar içine işlemiş ve bir o kadar da içselleşmiştir ki yazarın ruhunda, umutsuz kabullenişini, herhangi bir canlının ölümünün geçtiği her satırdan sonra “Hadi geçmiş olsun” diyerek ifade eder, Çevikus’un çevirisiyle. Metnin orijinalinde kullanılan deyim ise “So it goes”dur. Dilimizde karşılığı olmasa da “Bu böyle gider…” şeklinde düşünülebilecek bu deyime uygun görülen “Hadi geçmiş olsun” da hiç fena etki yaratmamaktadır. O da tıpkı orijinali gibi “evrenin kuralıdır, istemeseniz de kabul edeceksiniz” mesajını taşır.
Vonnegut’ı bilimkurgu yazarı olarak da konumlandıranlar olmuştur, eserlerindeki uzaylılar nedeniyle. Meselâ, dünyaya çok uzak Tralfamador gezegeninden gelen ve her şeyi dört boyutlu gören yaratıklar. Yayıncı kuruluştan hâlâ bir boyut ilerideki bu dostlara (!) göre, ayrıca dünyada sadece 2 değil tam 7 cinsiyet vardır. Beş basarlar yani bizim bildiklerimize.
Çevirmen Çevikus’un bir özelliği de koyu Fenerli olmasıymış. Sarı-Kırmızı diye Shell’den benzin almadığını okudum bir forumda ki nadir rastlanan bir boyut değildir, bizim futbolseverimizde! Hafta sonu için tüm renklere “rastgele” demekten başka ne düşer ki bize. Üç boyut mu, dört boyut mu; üç büyük mü dört büyük mü; yoksa herkes eşit mi, orası ayrı.
Fenerbahçe, büyük bir sürpriz olmaz da yeni Sami Yen’den kayıpsız dönerse slogan belli: “Bu böyle gider” Bir de, 9 puan ve 2’li averaj hovardası rakibi Ankara’da puan bırakırsa, hadi geçmiş olsun.
Haa… Dresden bombardımanının varlığı ne zaman mı kabul edilir futbolumuzda? Ondan hiç umudumuz yok, tümden geçmiş olsun…
(17 Mart 2011)