Fotomaç Yazıları

Çocuk Gözlerimiz Gördü Tümünü

Bizler geçen asrın çocuklarıyız artık; mahalle arası arsalarda top oynayabilen son kuşak. Bildiğiniz, araç trafiğine açık caddeye ikişer taşla kale kurup maç yapan son çocuklar…

Aslında herkesinki kadar güzeldi çocukluğumuz, Trabzonspor’u saymazsak. İlk hatırladığım takvim 1968’inki, ilk gittiğim maç ise, sonraki sezon, Orduspor maçı.  Büyüklerimin söylediğini göre sevimli bir çocukmuşum. Kocaman açarmışım gözlerimi. Bu toprakların her çocuğu gibi insanın gözünün içine bakmaktan çekinen ama her şeyi de görmeyi isteyen o gözleri.

O çocuk gözlerimiz gördü Trabzonspor’un ilk şampiyonluğunu. Sonra tam 5 şampiyonluk daha sığdı çocuk, delikanlı gözlerimize. Daha bir ilkmektep talebesiyken, ülkenin gittiğimiz her kentinde üniversite mezunu kadar itibar gören şanslı çocuklardık. Çünkü biz Trabzonsporlu, Trabzonspor da şampiyondu.

Elinizdeki kitap yazılırken ülkenin en çok satan kitabı olan Muz Sesleri’nde Ece Temelkuran’ın dediği gibiydi yani gözlerimiz: “…öyle büyük, dünya sığar içine, dev gibi.” 6 şampiyonluk sığdı çocuk gözlerimize. Dahası da sığardı aslında; bizim kendimize çocuk kalbimizle verdiğimiz ve sonra yine Temelkuran’dan “Fırtına, İhtilâl, Efsane” kitabımıza transfer ettiğimiz söze büyükler sadık kalsa:  

“Trabzonspor bol bulamaç parlak ışıkların değil, efendi aydınlıkların takımı olmalıdır.”

***

Yıl 2010… Çocuğu yaşında sporcuların top koşturduğu takımı çocuk gözleriyle izleyen bir sevdalısıyız hâlâ. Ve her Trabzonsporlunun dev gibi yüreği, Trabzonspor sevgisini sürekli büyütecek kadar içinde.

Kapıyorum gözlerimi, o yürekli savunma gülümsüyor on yıllar öncesinden: Turgay, Necati, Kadir, Cemil.. Sadece en sağlam değil, en iyi kalpli savunması tarihin; kaleni değil evini teslim edersin gözün arkada kalmadan. Bir de Ali Kemal var. En iyi forvet, rüzgarın oğlu… Sahaların en yakışıklı driplingi onda. Bir görsen bir daha unutamazsın, ki unutmadık…

***

Ateşin, yazının keşfi, İstanbul’un Fethi, Fransız İhtilâli, insanoğlunun uzaya gitmesi, Sovyetler’in çöküşü kadar dünyamızı değiştiren bir olaydı Trabzonspor’un şampiyonluğu. Çağ açıp çağ kapayan takımdı Trabzonspor. Bordonun koyusu, mavinin açığı, alnımızın akıydı. Öpüp başımıza koyduğumuz ekmeğimizdi çocuk gözümüzde. Radyo başında heyecanımız, yaz tatillerinde hasretimiz…

Trabzon’da futbol babamdan yaşlı olsa da ben Trabzonspor’dan 4 yıl önce doğmuştum. Beraber büyüdük yetmişlerde, seksenlerde. Sonra bizlerin çocukları oldu, kocaman gözlerine bir şampiyonluk olsun gösteremediğimiz. Kimsenin Trabzonsporluluk derecesini kıyaslamadığı ama Trabzonspor’un en iyi dereceleri yaptığı zamanlardan, birbirimizle Trabzonsporluluğumuzu yarıştırdığımız ama Trabzonpsor’un pek iyi  ve düzenli yarışamadığı yıllara geçerken büyütmeye çalıştık küçük Trabzonsporluları.

Çocuklarımız… Öyle güzel gözleri var ki hepsinin. O güzel gözlere, belki yeni şampiyonluklar; ama mutlaka örnek güzellikler sığdırmak bugün dileğimiz. Çabalarımız, dualarımız onların ve Trabzonspor’un aydınlık geleceği için…